26 Şubat 2013 Salı

SOKAK FİLOZOFU


Bizler kazananın belli olduğu oyunlarda oynayan figüranlar olmaktan bıkmış ve oyundan çıkmış daha doğrusu sürülmüş insanlarız. Bizler sokak insanlarıyız. Sokaklarda yaşar, sokaklarda yer, sokaklarda uyuruz. Bizler herkesin uğursuz saydığı kara kedileri sütle besleyip kendimiz şaraba iktifa ederiz. Tek tesellimiz sizin de bir gün bizim gibi kaybedeceğinizi bilmemiz. Hepimizin sonunda eşit şartlara geleceğimizi bilmemiz. Aslında herkes eşit doğar. Neticede hepimiz çıplak geliriz dünyaya ve zamanla hüzün ve hüsranlarımızı giyeriz üzerimize. Yaşam oyunu boyunca farklı giysiler giysek bile neticede kara toprağı geçireceğiz oyun sonunda üstümüze. Bu yüzdendir ki debelenmeye gerek yok en iyisini giyeceğim diye.
Doğumdan sonra bir müddet ana sütü içer herkes, istisnai anne kayıpları dışında. Daha sonra yemeye başlarız hırs ve kinlerimizi. Fakat elbet hepimizin ardından dağıtılacak bir helva. O zaman ne gerek var kuş boku kadar bir yemeyin porsiyonuna beş öğün yemek parası vermeye “ye tostunu otur aşağıya terbiyesiz” de denilmez ki. Demiyoruz diye oldu zaten olan. Meze yer gibi adam yemeye başladı millet. Bizde bu tip dertler yok tabii biz günde iki öğüne şükrediyoruz. Derdim sizlere aptal bir ajitasyon yapmak değil sadece lüks yemek yeme hırsıyla başkalarının hırslarına alet olmanızı önlemek. Lakin kimseye emir yerecek kudrette de değilim, kimseden de emir almayacak kadar bilinçliyim. Kendi irademi başka birinin iradesine teslim edemem. Edilmesini de istemem.
Madem hepimiz aynı yıldızlarla uyuyup, aynı güneşle uyanacağız neden ben sokakta yatarken siz lüks evlerde uyucaz diye hırs yaparsınız. Eyvallah siz gene lüks evlerde yaşayın ama o hayvanların evi olan ormanları kesip de diktiğiniz plazalarda bize de bir yastık yok mu? Anladım bizden hoşlanmıyorsunuz, bende sizin gibi olsam benim gibilerden rahatsızlık duyardım. Ama bize neden sizin gibi olma şansı vermiyorsunuz. İçinde yaşadığınız  sistem sizlerle var olduğu gibi sizler tarafından da değiştirilebilir. Ve bu sayede belki de bizlerde sizinle aynı şartları paylaşa biliriz. Doğumumuz aynı, ölümümüz aynı neden yaşamlarımız da bir olmasın değil mi sevgili insanoğlu.